10 Mayıs 2014 Cumartesi

SSC Napoli / Are you Italian ? No, Napulitan !


Napoli 2011-2012 Home Jersey



#20 / Blemir DZEMAILI



Societa Sportiva Calcio Napoli



İç boyun altı kısmında bulunan slogan : ''Work Hard.Play Hard.''



Ense iç kısmında bulunan takım ismi.










     
     İtalya'nın en büyük üç takımından biri değiller.Hoş,İtalyan olduklarını da pek iddia etmiyorlar.Müzelerinde çok sayıda lig ve avrupa kupası yok.Dolgun transfer bütçeleri,zengin finansörleri de hiç bir zaman olmadı,ancak tüm bunlar 3.lig de oynadıkları dönemde bile mabedleri San Paolo'da ortalama 50.000 kişiye oynamalarına ve dünya futbolu'nun önemli renklerinden biri olmalarına engel olmadı.Güney'in Kuzey'e baş kaldırısının baş aktörü,İtalya'nın ilk güneyli şampiyonuna biraz yakından bakalım.








 
  Kurulduğu 1904 yılından,Maradona'nın transferi edildiği 1984 yılına kadar olan dönem pek parlak değil.Kayda değer başarıları iki İtalya Kupası şampiyonluğu.1984 yılında El Diego şehre ayak basıyor ve şehrin kaderini değiştiriyor.259 maçta attığı 115 gol,kazandırdığı 2 Serie A Şampiyonluğu ve 1 Uefa Kupası sonrası 10 numaralı forması Napoli Kulübü tarafından adına emekli edilmiştir.İtalyan mafya babalarıyla gizli anlaşmalar yaptığı iddiaları ve kokain kullandığının kanıtlanmasıyla birlikte Marado'nun Napoli kariyeri sona erdi.Gidişinin ardından 20 yıl geçmesine rağmen şehir hala onu unutamıyor ve yeni bir Maradona gelene kadar 10'a olan özlem dinmeyecek.




  Maradona'nın gidişinden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmadı.Kulüp,yine bir kurtarıcıya ihtiyaç duyuyordu.Maradona'ya duydukları özlemi Gianfranco Zola'yla gidermeyi denediler.Zirveye ortak geçen bir kaç sezonun ardıdan Zola'nın da gidişiyle felaketler peş peşe geldi.Mali açıdan çöküş ve iflas ilanı,kulübün ismini dahi kaybetmesine kadar giden sıkıntı bir süreç yaşattı.Serie B ve Serie C'de geçen yılların ardından 2009-2010 sezonu başında Walter  Mazzarri'nin takımı devralmasıyla takım bugünkü görüntüsüne kavuştu.Takım,bugün de 3-5-2 sistemiyle oynamaya devam ediyor.
      























     Napoli tam anlamıyla bir taraftar kulübü.Diğer orta direk ama elit olarak nitelendirebileceğimiz BvB,Totthenham gibi kulüplerin aksine taraftar-yönetim arası dialog daha iç içe.Maradona'nın transfer hikayesi de bu tezi destekliyor.Olay şu şekilde gelişiyor ; Dönemin Napoli Başkan'ı taraftara kimi transfer etmek istediklerini soruyor.Maradona cevabını aldığındaysa,kendilerinin de o'nu transfer etmek istediklerini ama bunun için yeterli paraları olmadığı söylüyor ve açtıkları hesap numarasına Maradona'nın transferi için taraftarlardan maddi destek istiyor.Bir banka hesabı açıyor.Para hesapta toplanıyor ve Maradona Napoli'ye transfer ediliyor.Taraftar grupları Ultras Napoli ise gereğinden fazla ateşli tavırlarıyla zaman zaman maç öncesi ve sonrası karıştıkları olaylarla sahadaki futbolun önüne geçebiliyor.2 Mayıs 2014 akşamı Roma'da Fiorentina'ya karşı 2-1 kazandıkları İtalya Kupası finalinde de gün boyu karıştıkları olaylar ve silahla yaralanan biri ağır dört yaralı taraftar için tribün liderleri maçın başlamasını istemedi.Kaptan Marek Hamsik maç öncesi tribün liderinin ayağına kadar giderek durumu konuştu ve maç 45 dakika gecikmeli başladı.





     
     Olayları tetikleyen şey belki de kupa finali'nin ezeli rakipleri Roma'nın kentinde oynanması oldu.İki ezeli rakip birbirlerinden hiç hazzetmiyor,klasik bir kuzey-güney çatışması rekabetin temel nedeni olarak kabul ediliyor.Aralarında oynadıkları derbiye ''derby del sole'' yani ''güneşin derbisi'' deniyor.Vukuatları hiç bitmeyecek bu Ultras oluşumu herşeye rağmen Napoli'yi Napoli yapan en sağlam değerlerden biri olarak çalışmalarına devam ediyor.




























     Gelelim saha içine,son yıllarda Napoli'nin yükselişinin belli başlı iki aktörü Lavezzi ve Cavani artık takımda değil.2007-2012 yılları arasında arasında Gök mavili formayı terleten Lavezzi,2012 yazında Paris'in yolunu tuttu.3 sezonda çıktığı 138 resmi maçta 104 gol aran Cavani de Lavezzi gibi Paris'e transfer oldu.Taraftar bu ikiliyi asla unutmayacak ancak Lavezzi'den Maradona yaratamadıkları da aşikar.Kadro'nun bugünkü haliyle oldukça tatmin edici ancak bu senede İtalya Kupasıyla yetinmek durumunda kaldılar.Orta Sahası'nın kemik isimleri Dzemaili,Gökhan İnler,Hamsik kadrosunda tutan,İnsigne,Zuniga,Armero,Callejon,Mertensgibi hucüm oyuncularına sahip bu kulübün seneye de zirveye oynayacağı aşikar.Şehrin kazanma arzusunu takım olma bilinciyle birleştirdiği takdirde Napoli 20 yıllık şampiyonluk hasretini dahi dindirebilir.







     Formayı giydikleri 2011-2012 sezonunda tarihlerinde ilk kez yeni formatındaki UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katıldılar.Çeyrek Final mücedelesinde (son 16) ilk maçı San Paolo'da 3-1 almalarına rağmen Londra deplasmanı'ndan çıkamayarak Chelsea'ye elendiler.Ligi beşinci sırada bitirip,İtalya Kupasının da sahibi oldular.









     2012 yılında son 16 turunda Chelsea'ye elenen Napoli için elendiği takımın kupayı müzesine götürmesi sürpriz oldu mu bilinmez ama Avrupa'da asıl sürprizi bu sene yaşadılar.Şampiyonlar Ligi F Grubu'nda 4 galibiyetle topladıkları 12 puan gruptan çıkamalarına yetmedi.Aynı puana sahip Arsenal ve Dortmund üst turun yolunu tutarken Napoli 3'lü averajın kurbanı olup turnuvaya veda etti.Eğer gruptan çıksalardı muhtemelen çeyrek finalin bir basamak ilerisini büyük ihtimalle göremeyeceklerdi.12 puanla gruptan çıkmak normal,tarih 12 puanla gruptan çıkamayan Napoli'yi hatırlayacak.









2 Mayıs 2014 Cuma

Real Madrid CF 2004-2005 / Los Galacticos




                                                    Real Madrid 2004-2005 Home Jersey




''Madrid Club de Futbol''un kısaltması ''MCF'' harfleri.



Logodaki taç kraliyet ailesini temsil ediyor.1920 yılında Kral XIII. Alfonso tarafından ön adı ''Real'' ile birlikte kulübe verildi.






     Yıldızlar topluluğu kavramını futbol literatürüne armağan eden klüplerin başında Real Madrid gelir.1903 yılında kurulan kulüp,FİFA tarafından verilen ''Best club of 20th century'' ünvanın da sahibidir.





    Bazı jenerasyonlar futbol varoldukça hatırlanacak.Real Madrid'in Los Galacticos'u da şüphesiz bunlardan biri.Proje'nin mimarı Başkan Florentino Perez 2000 yılında ezeli rakibleri Barcelona'nın kaptanı Luis Figo'yu 58.5 milyon euro karşılığında transfer ederek projeyi sansasyonel bir biçimde başlattı.İspanya'da deprem etkisi yaratan bu transferi 2001 yılında 76 milyon euro bonservis bedeliyle alınan Zinedine Zidane,2002 yılında 43 milyon euro bonservis bedeliyle Ronaldo ve 2003 yılında 35 milyon bonservis bedeliyle alınan David Beckham izledi.Altyapısından yetiştirdiği İker Casillas,Raul Gonzalez (atl*) gibi isimler ve erken yaşlarda takıma kazandırılan Roberto Carlos,İvan Helguera,Fernando Hierro,Claude Makelele,Francisco Pavon,Michel Salgado,Fernando Morientes gibi isimlerle dönemin Los Galacticos'u ortaya çıktı.



       
      2000'li yılların başlarında fırtına gibi esen kulüp,yine bu yılların ortalarına doğru başlayan Barcelona fırtınasıyla eski ritmini kaybetti.Micheal Owen,Robinho,Antonio Cassano gibi politikayı sürdüren transferler de işe yaramadı ve İspanya Ligi hakimiyeti Barcelona'ya geçti.Robinho'ya bir parantez açmak istiyorum,2005 sonbaharında Goal Dergisi Robinho ve Messi'yi karşılaştırmış,El Claciso'nun gelecek 10 yılına damga vuracak yıldızlar minvalinde incelemişti.Nerden nereye.Robinho için büyük onur.Gülümseten mizahi(!) bir yazı olarak arşivlerde kaldı.


    2006-2007 ve 2007-2008 yıllarında üst üste gelen iki şampiyonluğun birincisinden sonra Los Galacticos'u kısmen dağıtan Real,2008 şampiyonluğu itibariyle bu dönemi tamamen bitirdi ve yeni oluşumla birlikte yetenekli,teknik,hızlı ve takım oyununa daha yatkın isimlerden oluşan bir kadro oluşturdu.Bu oluşumsa Lig de ve Avrupa'da Lioel Messi,Samuel Eto'o ve Thierry Henry gibi yıldızları bünyesinde barındıran Barcelona'nın gölgesinde kalmaktan kurtulamadı.2 mayıs 2009 akşamı bardağı taşıran son damla oldu.El Clasico tarihinin en ağır yenilgilerinden birini kendi evi Santiago Barnebeu'da 6-2'lik skorla alan Real,transfer döneminde tekrar yıldızlar topluluğu kimliğine bürünme kararı aldı.Başkan Perez yine 10 sene önceki transfer politikasında karar kılıp ; Kaka,Ronaldo,Benzama gibi yıldızları takıma kazandırarak takımın bugünkü görünümünün temellerini attı.2013-2014 sezonu öncesi 99.5 milyon euro'luk bonserviis bedeliyle kılüp tarihinin en pahalı transferi olan Bale ve Zidane'ın Ancelotti'nin yardımcılığı görevine getirilmesiyle takım bugünkü halini aldı.





     Los Galacticos dönemini kapsayan 2000-2007 yılları arasında Real Madrid 3 La Liga,2 de Şampiyonlar Ligi kupası kaldırdı.7 sezona bu başarıları sığdıran takıma uzaylı yakıştırması yapılması Barcelona taraftarları arasında ise ince bir alay konusu.Nedeni 2005-2011 arasınını kapsayan 7 sezonda Barcelona 5 La Liga,3 de Şampiyonlar Ligi kupası kaldırdı.Bu açıdan bakıldığında onları anlamak mümkün,ancak Başkan Perez'in bu transfer politikası'nın da salt sportif başarı odaklı olduğunu söylemek doğru değil.Perez'in ticari kaygıları ön planda tuttuğu bu transfer politikası dahilinde yapılan astronomik transferler,takımı maddi açıdan - tesislerini satışa çıkarmaya kadar - zaman zaman sıkıntıya soksa da uzun vadede kombine bilet,forma satışı ve reklam gelirleriyle bir hayli büyük bir kar yuzdesini klübün kasasına bıraktı.Vasat geçen sezonların marka değerinden pek bir götürmediği kulüp,Forbes tarafından yapılan marka değeri en yüksek kulüpler sıralamasında da üst sıralarda ki yerini asla kaybetmiyor.


  Barcelona'nın gölgesinde geçen 10 yıl  başkan,teknik adam,oyuncu değişimi gibi bir çok yeniliği beraberinde getirdi.1990'lı yılların sonları ve 2000'li yılların başlarındaki başarılı dönemi özleten bu süreçse bu yılla birlikte yavaş yavaş bitiyor.Seyrek alınan şampiyonluklar ve avrupa kupalarında ki 12 yıllık suskunluğun ardından bu sezon Real,Şampiyonlar ligi zaferi için şehrin diğer ekibi Atletico ile Lizbon'da oynayacağı finali bekliyor.9.kupayı Zidane getirmişti,10.kupayı getiren muhtemelen Ronaldo olacak.Dünden bügüne savunma futbolunu benimsemek yerine hucüm anlayışından hiç vazgeçemeyen bu klübün yeri futbolseverler için daima ayrı kalacak.